TANIMA VE TENFİZ DAVASI
Yabancı Mahkeme Kararlarının Türkiye’de Uygulanması
Yabancı yargı organlarınca tesis edilen kararların başka bir ülkede hukuki sonuç doğurması ise ancak o ülke makamlarınca tanıma ve tenfiz prosedürü işletildikten sonra mümkün olmaktadır. Yabancı devlet mahkemesi tarafından verilen mahkeme kararlarının Türkiye’de uygulanabilmesi için tanıma ve tenfiz sürecinden geçmesi gerekir.
Mahkeme kararları kural olarak sadece verildikleri ülkede hüküm ve sonuç doğururlar. Bu durum devletlerin yargı egemenliği ve bağımsızlığının bir göstergesidir.
Dolayısıyla hiçbir devlet, ülkesinde başka devlet organlarının, kendi organlarının icra ettiği bu faaliyetlere karışmasına ve katılmasına izin vermez.
Kural olarak tanıma ve tenfiz açılacak ayrı bir dava ile gerçekleştirilebilir.Bu davalar (tanıma veya tenfiz davası) sonucu tanıma veya tenfiz kararı verilmesiyle birlikte yabancı mahkeme kararı, mahalli mahkeme kararı kuvvet ve niteliğini kazanır.
Yabancı mahkeme kararının içeriğinde icra dairesine başvurulmasını gerektiren yani o devletin icra organlarının harekete geçmesini gerektiren bir durum varsa, açılacak dava tenfiz davasıdır. Kararın böyle bir özelliği yoksa açılması gereken dava tanıma davasıdır.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin temel hükümler 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un12 (MÖHUK) 50-59. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Özel kanunlar ve milletler arası sözleşmelerde de tanıma ve tenfize ilşkin hükümler mevcuttur.
AKASLAN HUKUK OLARAK TANIMA VE TENFİZ DAVALARIYLA ALAKALI OLARAK HUKUKİ HİZMET VE DANIŞMANLIK VERMEKTEYİZ.
MÖHUK m. 50’ye göre tanıma veya tenfiz kararının verilebilmesi için gerekli olan ön koşullar:
- Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş ilamın bulunması
- Yabancı mahkeme kararının hukuk davalarına ilişkin olması
- Kararın kesinleşmiş olması
Türk Mahkemelerince bir kararın tanınabilmesi ve tenfizi için aranan şartlar :
Hükmün verildiği yer ile Türkiye arasında mütekabiliyetin bulunması (Bu şart tanımada aranmaz)
İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemiş olması
Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olmaması
Kararın davalının savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olmasıdır.
Referanslarımız ve talepleriniz için [email protected] mail adresine başvurabilirsiniz.