MALPRAKTİS-KOMPLİKASYON AYRIMININ İNCELENMESİ

MALPRAKTİS-KOMPLİKASYON AYRIMININ İNCELENMESİ

Av. Arb. Doğukan AKASLAN, LL.M

MALPRAKTİS-KOMPLİKASYON AYRIMININ İNCELENMESİ

GİRİŞ

Tıp hukukunun en temel konularından birisi tıbbi hata ile komplikasyon ayrımının yapılmasıdır. Tıbbi uygulamalar, hasta ve hekim açısından her zaman belli bir ölçüde risk faktörü taşır. Her işte olduğu gibi tıbbi uygulamalarda da evrensel standartlar mevcuttur. Bu standartlar çerçevesinde yapılan uygulamalar (doğru ve eksiksiz) sonucu oluşabilecek komplikasyonlardan hekim sorumlu tutulmaz. Ancak bu standartlara uygun yapılmayan müdahaleler, komplikasyon olarak değil malpraktis(tıbbi hata) olarak değerlendirilir ve bu hatadan hekim sorumlu tutulur. 1 (Hancı, Hamit)

Hekim somut olayın özelliklerine ve standartlarına göre uygulaması gereken standartlar çerçevesinin altında bir uygulama yapmış ise hekimin veya sağlık çalışanının tıbbi bir hata yapmış olduğu kabul edilir.

Tıbbi uygulama hatası ve komplikasyon kavramı, hekimler ve diğer sağlık çalışanlarının yaptığı işler özelinde gündeme gelir.Tıbbi uygulama hatası var ise hekimler sorumlu tutulur ancak hekimin sorumlu tutulabilmesi için, işi yaparken gerekli dikkati göstermediği mesleğinin icrası esnasında ihmal suretiyle hastanın sağlığını zarara uğrattığı konular tartışılır.

Çalışmada hekimin hukuki sorumluluğu hekimlik sözleşmesinin hukuki niteliği incelenip yargıtay kararları çerçevesinde tıbbi olaylarda taksirle yaralama, malpraktis komplikasyon ayırımı ve bu ayrıma ilişkin ispat sorunları incelenmiştir.

 

Hekimlik Sözleşmesinin Hukuki Niteliği

 

Hekimle hasta arasındaki ilişki Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen sözleşme tiplerinden “vekalet sözleşmesi”ninbir türü olan “hekimlik sözleşmesi”ne dayanmaktadır.

Hekim ile hasta arasındaki bir diğer ilişki eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesi ile vekalet sözleşmesi arasındaki en önemli fark, vekalet sözleşmesinde ; hekim sonucu hiçbir zaman garanti etmez ve taahhüt etmez. Eser sözleşmesinde ise hekim taahhüt ettiği sonucu meydana getirmeyi üstlenir. 2 (Hakeri, Hakan)

Vekalet sözleşmesi üzerine temellenen hasta hekim ilişkisinde, hekim elinden gelen tüm özeni göstermiş ise olumsuz sonuçtan sorumlu tutulmaz. Ancak eser sözleşmesi çerçevesinde, yorum yapıldığında hekim olumsuz sonuçtan tamamen sorumludur. Yargıtay da bu durumlarda hekimlik sözleşmesinin eser sözleşmesi niteliğini kabul etmektedir. 3(Yargıtay 3 H.D.)

Hekimlik sözleşmesini “hizmet sözleşmesi” olduğunu savunan yazarlar ve hukukçular bulunmaktadır. Ancak baskın görüş hekimlik sözleşmesinin “hizmet sözleşmesi” ile bağdaştırılmayacağı yönündedir. 4(Bayraktar-Köksal)

 

Komplikasyon Nedir?

Tıbbi standartlara göre bir müdahale yapılmasını ve hekimin gerekli özen yükümlülüğünü,her türlü tedbiri almasına rağmen; ortaya çıkması ve çıkabileceği tıp çevereleri tarafından kabul edilen istenmeyen sonuç ile meydana gelen zarara denir. 5 (Özcan, Zeynep-Uluslararası Sağlık Hukuku Kongresi) Hekim ile hasta arasındaki ilişki vekalet sözleşmesinden kaynaklı bir durum olduğu için hekimin hastayı mutlak suretle iyileştirme yükümlülüğü altında değildir. Tıbbi müdahalede hekimin hukuka ve tıp ilmine aykırı bir eylemi yok ve elinden gelen özeni göstererek mücadele yapmış ise komplikasyon durumunda herhangi bir sorumluluğu yoktur.

 

Tıbbi Müdahalenin Hukuka Uygunluk Şartları

 

Tıbbi müdahalede bulunan kişinin bu faaliyeti ile ilgili mesleki,hukuki,idari ve cezai bir yaptırımla karşılaşmaması ve eylemin meşru kabul edilebilmesi için üç şartı gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

  1. Müdahaleyi gerçekleştiren kişinin somut olaydaki tıbbi müdahaleye yetkin olması.
  2. Hastanın aydınlatılmış olması ve bu aydınlatılmış olmasına bağlı rızasının bulunması
  3. Tıbbi müdahalenin, tıp bilimi ile uyumlu bir şekilde dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun olarak gerçekleştirilmesi.

 

Tıbbi Malpraktis ve Hekimin Sorumluluğu  

 

Tıbbi malpraktis: Hekimin tıbbi müdahaleyi yaparken;bilgisizliği ilgisizliği veya deneyimsizliği nedeniyle hastasının zarar görmesi durumuna,tıbbi hata,tıbbi malpraktis,tıbbi kötü uygulama denir. 6(TTB-Hekimlik Meslek Etiği Kuralları Madde 13)

 

Hekimin tıbbi hatalarının önüne geçebilmek için ulusal ve uluslararası kanun,kural,sözleşme oluşturmuş pozisyondadır. Bunlardan bazıları;

  • Türk Tabibler Birliği HMEK. M13
  • Dünya Tabibler Birliği Uygulama Hatası Tanımı: Hekimin tedavi sırasında uygun müdahaleyi yapması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi uygulaması sonucu oluşan zarar olarak tanımlar.
  • Tıbbi Deontoloji nizamnamesi M13/2 “Hekim ilmi gerekliliklere uygun teşhis koyar ve gerekli tedaviyi yapar”
  • Tıbbi Deontoloji nizamnamesi M13/2”Tıbbi prensip ve uygulamalara ayrıkırı mahiyette teşhis ve tedavi yasaktır.
  • Hasta hakları yönetmeliği M11 Hasta modern tıbbi bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak tedavisinin ve bakımının yapılmasını isteme hakkına sahiptir.
  • Biotıp Sözleşmesi M4 : Tıbbi müdahalenin mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.

Hekimin tıbbi bir hata yaptığını söyleyebilmek için sonucun subjektif olarak öngörülebilir nitelikte olması gerekmektedir. Hekimin subjektif olarak kendi kişisel gelişimine, bilgisine, ilgisine müdahale ile ilgili tecrübesine, eğitim derecesine ve konuyla ilgili yeteneğine objectik olarakta olayın nasıl geliştiğine bakılır. 7(Tezcan Durmuş)

Örnek verecek olursak; yeni mezun bir pratisyen hekimin tıbbi olaya bakış açısı,bilgi birikimi ve tecrübesi çerçevesinde değerlendirmesiyle bir uzman tabip veya profesör ile bu durumları kıyaslanması(kriterlerin) doğru olmayacaktır.

Acil müdahalede bulunulan şartlar ile geniş zaman diliminde müdahalede bulunmak arasında bir kıyaslama yapılması uygun olmayacaktır. Bu nedenle hekime kusur yüklemeden önce tüm şartlar gözönüne alınır ve ona göre karar verilir.

Hekimin müdahale esnasında özen yükümlülüğüne dikkat edip etmediği konusunda TBK m.506/3 ‘e gidilir. Hekimin basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranışın yapılıp yapılmadığına atıfta bulunan borçlar kanununda,bu konunun ispatı hastaya yüklenmiştir. Yani malpraktis iddiasında hekimin özensiz bir iş yaptığının ispatı hastaya aittir. 8( Özcan,s.208)

Tıbbi malpraktis ihmal veya kasti bir şekilde oluşabilir.

İhmal: Hekim ile hasta arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan gerekli özen ve dikkatin gösterilmemesi halinde oluşan durum.

Kast: Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin, bilerek ve istenerek ihlal edilmesi durumunda kast oluşur. 9(Yeşiller ,s.78)

İhmali davranış sonucu ve mesleğin gerektirdiği özeni göstermeyen hekimle ilgili “Y.13.H.D-E.2016/6074 K.2017/8426” kararında: Davalı doktorun bebeğin anne karnında yanlış pozisyonda olduğunu tespit etmesi gerekirken, gerekli özeni ve bilimin güncel sahip olduğu teknolojiyi kullanarak durumu tespit edememesi Bülent isimli bebeğin sağ kolunun eksik doğmasının hekimin özen yükümlülüğünü yerine getirmemesine bağlamıştır.

 

Malpraktis/Komplikasyon Ayırımı ve İspatı

 

Gerçekleşmiş bir tıbbi uygulamanın malpraktis mi komplikasyon mu olduğunun belirlenmesi, olayın doğuracağı sonuçlar bakımından son derece önemlidir. Tıbbi uygulamayı bilim ışığında gerekli özeni ve ilgiyi dikkatli bir şekilde yapan hekim, meydana gelen komplikasyonlar veya olumsuz durumlardan sorumlu tutulamaz.

Komplikasyon; tıbbın kabul ettiği, normal risk, sapmalar ve zararlarla birlikte ilgili hekim veya sağlık çalışanı sorumlu tutulamaz. 10(Yavuz, S.100, Hancı S.306)

Tıbbi hata komplikasyon ayırımı yapabilmek için hem adli tıp açısından hem de hukuki açıdan kendi içinde değerlendirme yapmak gerekecektir. Örneğin: verilen bir ilaç sonrasında görme kaybı yaşayan bir hastanın durumunun komplikasyın olarak değerlendirebiliriz. Ancak hekim durum ortaya çıktıktan sonra hızlı bir şekilde gerekli önlemleri almaz ise hekimin sorumluluğuna gidilerek malpraktis tartışılabilecektir. Bu örneğe paralel bir örnek olarak Almanya Federal Mahkemesi’nin 2008 yılında vermiş olduğu bir kararı da ekleyebiliriz.

Karar: Hekimin henüz lisans almamıi bir ilacı hastasına uygulaması sonucunda meydana gelen zararlardan sorumlu tutulmasının gerekçelerinden birisi, hekimin ilacın meydana getirebileceği yan etkileri ve tıbbi olumsuzlukları önceden öngörememesi ve komplikasyonlar açısından iyi takip edememesi şeklinde ifade etmiştir. 11(Bundesgericthshof,27.03.2008,VI.ZR55/05,Andreas Spickhof,Worl Medical Journal,Vol.5,No:1 S.9-10)

 

İstisna 1:Komplikasyonun hekime sorumluluk yükleyebileceği çok önemli bir unsur vardır. “Aydınlatılmış Onam”. Hekim hastasını muhtemel komplikasyonlar hakkında detaylı bir şekilde bilgilendirmemiş ise bu komplikasyonlar sebebiyle sorumlu tutulabilir. Yani komplikasyon olarak değerlendirilebilecek bir sonuç malpraktis olarak değerlendirilebilir. 12(Yücel,s.218-Sağlık ve Tıp Hukukunda Sorumluluk-Özge Yücel, Gürkan Sert)

İstisna 2:Komplikasyon öngörülebileceği halde öngörülmemiş, olayın akışına göre tedbir alınabilecekken tedbir alınmamış ise burada komplikasyondan değil malpraktisten söz edilir. 13(Yener Ünver-Komplikasyon Malpraktis Ayırımı s.67)

 

Komplikasyonun Malpraktise Dönüşmesi-Tıbbi Uygulamada Taksirle Yaralama Suçunun TCK ve Yargıtay Kararkarı Kapsamında İncelenmesi

Komplikasyonun öngörülebileceği halde bu durumla ilgili gerekli tedbirlerin alınmaması,özenli davranılmaması,hekimin klinik deneyimleri ve tecrübesiyle hareket etmemesi sonucu hastada zarar meydana gelmesi durumunda komplikasyondan değil malpraktisten söz edilir ve bu hata yaralama seviyesindeyse, taksirle yaralama gündeme gelebilir.

Taksir: Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla,suçun kanuni tanımında belirtilen neticesinin gündeme gelmesinin öngörülmeden gerçekleştirilmesidir.

Taksirin değerlendirilmesinde;

  • Eylemin iradi bir şekilde gerçekleştirilmesi
  • Dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilmesi
  • Sonucun öngörülebilir olması ancak istenmemesi
  • Taksirli eylem ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması unsurları dikkate alınır. 14(Yargıtay Ceza Kurulu Kararında Vurgulanmıştır T:09112010,E:2010/9-82,K:2010/211)

Tıbbi Hatalar: teşhis ve tadavinin yanlış belirlenmesi, yanlış ilaç kullanımı,yanlış ve tehlikeli tıbbi müdahalede bulunulması,hasta-hekim sözleşmesine aykırı davranma, mesleğini icra etme konusunda yeterli tecrübeye sahip olunamama ve sahip olmama, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılması,ilgisizlik gibi hareketler tıbbi hata olarak değerlendirilmektedir.

Tıbbi hatanın tespitinde tedavinin yapıldığı tarihte güncel ve geçerli bilimsel veriler ve mevzuat esas alınmalıdır. 15(Halida Savaş-Tıbbi Müdahale Hataları,Tıbbi Malpraktis-Tıbbi Davaların Seyri ve Sonuçları Kitabı)

Taksirle Yaralama Suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir.

Taksir, dikkatsizlik, tedbirsizlik, acemilik veya mesleki düzene veya talimata uymazlıktan doğan kusurlu olma durumu olarak tanımlanmaktadır.

 

Taksirle yaralama;taksirli bir eylem sonucunda bir kimsenin  yaralanmasına neden olunmasıdır. Taksirle yaralama suçu ile en çok şu durumlarda karşılaşabiliyoruz; iş kazalarında, trafik kazalarında ve hekim hatalarından kaynaklanan yaralanmalarda, taksirle yaralamadurumu ile karşılaşabiliyoruz.

 

 

5237 sayılı TCK’nın 89. maddesinin birinci fıkrasına göre, taksirle başkasının vücuduna acı veren, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılacaktır.

 

Nitelikli Haller

Maddenin ikinci fıkrasında, cezanın artırılmasına neden olan birkaç hal düzenlenmiştir. Buna göre taksirle yaralama;

 

Kişinin duyularında veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

Vücutta kemik kırılmasına,

Konuşmasında sürekli zorluğa,konuşma problemlerine

Yüzünde sabit ize,

Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, neden olmuşsa ceza yarı oranında artırılacaktır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, cezanın artırılmasına neden olan başkaca bir kısım haller düzenlenmiştir. Burada belirtilen yaralanmalar ikinci fıkradaki yaralanmalarda daha ağır niteliktedir.

Buna göre taksirle yaralama;

İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

Yüzünün sürekli değişikliğine,

Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılacaktır.

Maddenin dördüncü fıkrasına göre, fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunacaktır.

 

Beşinci fıkraya göre, taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmayacaktır. Şikâyet süresi altı aydır ve bu süre suçun işlenmesinden ve failin öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır.

 

TAKSİRLE YARALAMANIN İNCELENMESİ

 

  1. suçla korunan hukuki değer

korunan hukuki değer ,beden bütünlüğü ve vucüt dokunulmazlığıdır.bunların yanında,akıl ve ruh sağlığıda koruma altına alınmıştır.(16-erman,özbek,s.94)

Ulusal ve uluslararası birçok sözleşme ve yasa;beden bütünlüğü ve vucut dokunulmazlığını,psikolojik sağlığı koruma altına almıştır.(insan hakları bildirgesi,Avrupa insan hakları sözleşmesi)

Bu değerleri ihlale yönelik eylemler taksirle dahi olsa daima yaptırana tabi olunur.Çünkü;ne kadar kişisel değer olarak görülse de,kişisel olduğu kadar da toplumsal değerlerdir.

  1. SUÇUN MAĞDURU

Her suçta bir mağdur elbet vardır.Taksirle yaralamada mağdur gerçek kişidir.Suçta,korunmak istenen yaşama hakkı olduğu için,suç oluşumu sırasında mağdurun hayatta olması gereklidir.Malpraktis sonucu oluşan suçta mağdur,tıbbi işlemin yapıldığı hastadır.

 

  1. SUÇUN FAİLİ

Ceza hukukunda haraket yeteneği sadece insana aittir.Hayvan,eşya veya ölü bir kişinin haraket yeteneği yoktur.Sadece insanlar suç faili olabilirler.Tıbbi malpraktis olaylarında ise suçun faili sadece sağlık çalışanları olabilir.

-SUÇUN UNSURLARI-

Fail suçu oluştururken,objektif özen yükümlülüğüne dikkat etmeden haraket etmesi sebebiyle;öngörülebilir ve önlenebilir bir olayın gerçekleşmesinden dolayı yaralama neticesinden sorumlu tutulabilir.(Tezcan,Erdem/önok s.172)

  1. Haraket:Suçun maddi unsurunu oluşturan haraketler,TCK m.89/1’de başkasının vucuduna acı verme,sağlığını bozma veya algılama bozukluğuna sebebiyet verme,sağlığını bozma veya algılama bozukluğuna sebebiyet verecek seçimlik olarak gösterilmiştir.

Hukuksal bir terim olmayan ‘’acı’’,iç ve dış tesirlerden dolayı uzviyette meydana gelen;sızı,sancı,ıstırap veya ağrı olarak tanımlanabilir.

Taksirle yaralama suçunun hareketini bir veya birden çok kişi yapabilir.Yani fail veya failler bulunabilir.Birden fazla kişi tarafından yapılan faaliyetlerde,taksirin varlığına ilişkin denetleme,her kişinin kendi sorumluluğuna ilişkin kurallara uygun davranıp davranılmadığına bakılır.Sorumlu kişinin diğer kişileri denetleme ile ilgili yükümlülüğü bunun dışındadır.(17-Nevzat Toroslu,Ceza hukuku,savaş yayınları)

Konu ile ilgili yargıtay kararı:

Örnek Yargıtay Kararı : (Y.2.C.D. 05.02.1996 T.  K:268/1025 S.K)

Ameliyat yapan ekipte yer alan cerrah kendi aptığı işten sorumlu olur.Ekipte yer alan ekip arkadaşlarının yanlış veya hatalı haraketlerinden sorumlu olmaz.Ancak ameliyat sırasında denetlemekle yükümlü olduğu asistanlarını denetlemeyip yükümlülüğünü yerine getirmez ise oluşacak sonuçta taksirli haraket etmiş olur.

  1. Tipiklik:

Taksir istisnai bir nitelik taşır.Bir suçun söz konusu olduğu hallerde,taksirli bir fiilin cezalandırılması için kanunda açık bir hüküm bulunması gereklidir.

  1. Hukuka Aykırılık:

Hukuka aykırılık,meydana gelen suç ile hukuk düzeni arasındaki çatışmayı ifade eder.TCK.m.24’te hukuka uygunluk nedenleri,tüm suçlar açısından söz konusu olan genel nitelikli hükümlerdir.

Ele aldığımız konu bakımından;tıbbi müdahelelerin hukuka uygunluğunu sağlayan maddeler şunlardır;

Tıbbi müdahalede bulunan kişinin bu faaliyeti ile ilgili mesleki,hukuki,idari ve cezai bir yaptırımla karşılaşmaması ve eylemin meşru kabul edilebilmesi için üç şartı gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

-Müdahaleyi gerçekleştiren kişinin somut olaydaki tıbbi müdahaleye yetkin olması.

-Hastanın aydınlatılmış olması ve bu aydınlatılmış olmasına bağlı rızasının bulunması

-Tıbbi müdahalenin, tıp bilimi ile uyumlu bir şekilde dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun olarak gerçekleştirilmesi.

d)Kusurluluk:

Genel olarak;Failin suçtan sorumlu tutulabilmesi için,failin fiili gerçekleştirmesi yetmez.Fiil ile kişi arasında manevi bağın olması gerekir.Bu manevi bağ taksirdir.

Hukuk düzeni,her insana bu düzeni ihlal etmemek için dikkat ve özen yükümlülüğü yükler.

Örnek verecek olursak;Cerrahın ameliyata girecek olan hastasından yazılı onam alması,yazılı bir kural iken,cerrahın ameliyat için gerekli tüm özeni göstermesi tıp mesleğinin,tıp etiğinin gerektirdiği kurallardır.Bu kuralın dışına çıkılması kusurluluk kavramını ortaya çıkarır.

 

Kusurun Belirlenmesi;

Taksirli suçlarda failin kusurlu sayılabilmesi için failin;yetenekleri,tecrübeleri,ilgisi,bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında,objektif olarak varolan dikkat ve özen yükümlülüğünü gösterebilecek,öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olması gereklidir.Bu yeteneklere sahip olmasına rağmen,objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranarak,kişi veya kişilerin yaralanamsına sebep olan fail kusurlu kabul edilerek cezalandırılır.

 

YARGITAY İÇTİHATLARINDA TAKSİRLE YARALAMA,KOMPLİKASYON,MALPRAKTİS İNCELEMESİ

 

  • (Yargıtay 4.C.D,T:20.12.1994,E:1993/5852)

Özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sebebiyle oluşan malpraktis-Taksirle yaralama

Nefrektomi(Böbrek) ameliyatı sırasında hastanın vucudunda gazlı bez unutulması olayı bir komplikasyon olarak değerlendirilmeyip,hekimin dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği kanaatine varılmıştır.Bilirkişi incelemesine bile gerek duyulmadan karar verilmiştir.Somut örnekte daha önce bahsettiğimiz hukuka uygunluk unsuru ihlal edilerek hastanın yaralanmasına,fiziki olarak hasar görmesine sebebiyet verilmiştir.

 

  • (Yargıtay 2.C.D, E:1996/4493 K:1996/4682)

Özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sebebiyle oluşan malpraktis-Taksirle Yaralamanın Nitelikli Hali

Hekimin ameliyat dosyasına bakmadan,gerekli özeni ve dikkati göstermemesi sonucu tümörlü göz yerine diğer sağlıklı gözü alması taksirle yaralamanın  nitelikli halini oluşturur.

 

  • (Yargıtay 12.C.D, T:11.06.2013,E:2013/11225,K:2013/15909) Tıbbi müdahalelerde komplikasyon ile iligili yargıtay kararı

Yargıtay bu kararında tıbbi hatanın oluşumunda hekime yüklenebilecek herhangi bir kusur olamamasından dolayı,hekimin sorumluluğuna gidilmeyeceğine hükmetmiştir.

 

  • (Yargıtay 4.HD 04.12.1984 8335/9043) Tıbbi müdahalelerde komplikasyon ile iligili yargıtay kararı

Bu kararda hekimin gerçekleşebilecek olayı öngörüp öngörenmeyeceği tarıtışılmıştır.Genel anestezi sırasında anestezi şoku yaşayan olayda narkozun olağan komplikasyonu,hekimin önceden göremeyeceği olağanüstü hal olarak değerlendirilip,komplikasyon sonucuna varılmıştır.

Sonuç öngörülebilir olmadığı için,hekim öngörülemez sonuç sebebiyle kusurlu sayılamaz.

 

  • (Yargıtay 4.HD 07.03.1977 E.76/6297, K.77/2541) Komplikasyon-Malpraktis Ayrımı-Taksirle Yaralama
  • Rektum tuşe atılması sırasında ,hastanın kızlık zarının bozulması olayında,Yargıtay bu durumu komplikasyon olarak değerlendirmemiştir.Komplikasyonun malpraktise dönüşme durumuna dikkat çekmiştir.Ceza davasında kasıt olöadığı için beraatine karar verilen hekimin tazminatına hükmedilmiştir.Somut olayda Yargıtay;aydınlatma yükümlülüğüne atıfta bulunarak hekimin Tıbbi müdahalelerde komplikasyon ile iligili yargıtay kararı

hastayı meydana gelebilecek her türlü sonuç çerçevesinde aydınlatmadığına karar vermiştir.Şöyle ki;hekim yapacağı uygulama sırasında meydana gelebilecek büyük veya küçük durumları hastası ile paylaşmak,onu aydınlatmak yükümlülüğüne sahiptir.Hekimin bunu yapmamasından dolayı kusurlu bulunmuştur.,

 

  • (Yargıtay 4.CD E:2001/94 ,K:2001/2276) Hekim ile Hata arasında Nedensellik Bağının tartışılması

Bu kararda hatalı tıbbi müdahalede hastanın sağlığının zarar görmesi durumunda,tıbbi müdahale ile doğan sonuç arasında illiyet bağının olasına atıfta bulunulmuştur.Yani hekimin malpraktis davalarında suçlu ilan edilebilmesi için müdahale ile sonuç arasında bir nedensellik bağının olması şarttır.

 

Referanslarımız ve talepleriniz için [email protected] mail adresine başvurabilirsiniz.

 

Av. Arb. Doğukan AKASLAN, LL.M

 

BU YAZIYI PAYLAŞIN