İmar Kirliliği

İmar Kirliliği

İmar Kirliliği Para Cezası Kime Kesilir?

Av. Arb. Doğukan AKASLAN, LL.M

 

Ruhsatsız veya ruhsatsa aykırı bir şekilde yapılan, kaçak yapı olarak nitelendirilen bu yapıları yapanlar hakkında hangi ceza ve yaptırımların uygulanacağı 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelerdeki yaptırımlar incelendiğinde;

  • maddede düzenlenen mühürleme ve yıkım yaptırımları kaçak yapıya,
  • maddede düzenlenen imar para cezası yaptırımı ise kaçak yapı sahibine (yapıyı yapana) yöneliktir.

Belediyeler ve İl Özel İdareleri tarafından ruhsatsız veya ruhsata aykırı kaçak yapı yapanlar hakkında imar kirliliğine yönelik para cezası verilirken ortaya çıkan en önemli sorunlardan birisi, yanlış kişiyi idari para cezası ile cezalandırılmasıdır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına göre, imar kirliliğine karşı idari para cezası verilebilecek  kişiler şunlardır:

  • Yapının sahibi,
  • Aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesul,
  • Yapı müteahhidi.

 

Yapının Sahibi

“Yapı Sahibi” ruhsata aykırı veya ruhsata aykırı  yapıyı yapan kişiye denir. Ceza hukukunda ‘’ suç ve cezaların şahsiliği ilkesi ‘’ gereğince kişi ancak kendisinin işlediği fiiller nedeniyle sorumlu tutulabilir, başkasının işlediği fillere iştirak etmedikçe bu cezadan  sorumlu tutulamaz. Bu nedenle imar kirliliğiyle ilgili cezalar verilirken yapının kim tarafından yapıldığı net bir şekilde belirlenebilir olması gerekmektedir aksi takdirde sorunlar yaşanabilmektedir.

“Kusursuz ceza olmaz” ilkesi, yani failin işlediği fiilin kendi kusurlu hareketinden kaynaklanması, kişinin özgür iradesiyle meydana getirdiği olguları hukuk düzenince sonuç bağlanmasını sağlayarak bu kişisel güvenceyi güçlendirir. Ancak imar kirliliği ile ilgili verilen idari ve adli cezalar konusunda imar kirliliğini oluşturan yani yapıyı yapan kişiden ziyade yapının halihazırdaki yapı sahibine cezalar verildiği görülmektedir. Bu durumdan dolayı ciddi hukuki sorunlar yaşanmaktadır.

 

Konu ile alakalı olarak Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın birçok kararı mevcuttur.

  • Anayasa Mahkemesinin 12.11.2019 tarihli ve Başvuru Numarası: 2016/866 sayılı kararında;

“Anayasa Mahkemesinin somut olaydaki idari para cezasının kanuni dayanağı olan 3194 sayılı Kanun’un 42. maddesinin itiraz yoluyla iptali istemine ilişkin kararında ve Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere yapı sahibi ibaresinden anlaşılması gereken, yapıyı mevzuata aykırı inşa eden kişidir . Yine bu kararlarda, idarelerce gerekli araştırma yapılarak mevzuata aykırı inşaat yapan kişi tespit edilmeksizin doğrudan yapının mülkiyet sahibine para cezası verilmesinin kanunun amacı ve anlamı ile bağdaşmayan bir sonuç doğuracağı vurgulanmıştır.”  şeklinde ifade edilmiştir.

 

  • Sonradan yapılması mümkün olan ruhsata aykırılıklarda, tespit tarihinde malik olan kişi aykırılığı kendisinin yapmadığını, satın aldığı tarihte aykırılığın mevcut olduğunu ispatlarsa, bu kişiye ceza verilemez. Bu husus Danıştay 14. Dairesinin 27.02.2018 tarih ve E.2015/2198, K:2018/952 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir;

“Uyuşmazlık konusu olayda, yapının maliki olan davacının, dava konusu taşınmazı 07.12.2010 tarihinde konut kredisi kullanmak suretiyle satın aldığı, banka tarafından düzenlenen 02.11.2010 tarihli ekspertiz raporunda, kat irtifakı tapulu 5 nolu bağımsız bölümde yapı tatil zaptı ile tespit edilen onaylı projesine aykırı olarak yapılan ilave kapalı alanların ayrıntılı olarak belirtildiği, ilaveler neticesinde yaklaşık brüt 115 m²’lik dairenin, yaklaşık 133 m² brüt alanlı hale getirildiğine ilişkin tespitlerin bulunduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda; suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, para cezasına konu yapıların kim ya da kimler tarafından yapıldığı tespit edilerek, gerçek yapı sahibi ya da sahipleri adına para cezası verilmesinin gerektiği, söz konusu ruhsata aykırılıkların davacının yapıyı satın aldığı tarihten önce de mevcut olduğu, söz konusu yapıda bağımsız bölüm maliki olan davacının bu aykırılıklardan sorumluluğunun bulunmadığı, bu durumun cezaların şahsiliği ilkesinin de bir gereği olduğu dikkate alındığında, davacıya para cezası verilmesine ilişkin 14/01/2014 günlü, 2014/98 sayılı dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık bulunmadığından İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.”

  • Danıştay 6. Dairesinin 24.12.2020 tarihli ve E:2020/3378 E. , 2020/13681 sayılı kararında da;

“Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesine göre verilecek olan para cezasının ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıyı fiilen yapan ya da yaptıran kişi adına, bir başka ifade ile yapı sahibi adına verilmesi gerekmektedir. Yapı sahibinin ise her zaman taşınmaz maliki ile aynı kişi olması zorunlu olmadığından ruhsatsız yapıyı yapan kişinin taşınmaz malikinden farklı bir kişi olduğunun anlaşılması durumunda, taşınmaz maliki adına değil yapıyı yapan adına para cezası verilmesi gerekmektedir.” ifadelerine yer verilmiştir.

  • Danıştay 6. Dairesinin 16.10.2019 tarih ve E:2019/5781, K:2019/9499 sayılı kararında ;

“Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca, davalı idarece, dava konusu taşınmazda ruhsatlı projesine aykırı imalatlar yapıldığının 24.12.2014 tarihli, 84/19 Sayılı yapı tatil tutanağıyla usulüne uygun olarak tespit edildiği; dava konusu imalatların kendilerince yapılmadığını iddia eden davacıların ise, bu iddialarını somut olarak ortaya koyan bilgi ve belgeleri dosyaya ibraz edemedikleri dikkate alındığında, dava konusu idare para cezasının mevzuata uygun olarak verilip verilmediğinin incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.”

Sonuç olarak; İmar para cezası verilirken, yapı sahibinin (yapıyı yapan kişinin) doğru bir şekilde tespit edilmesi “cezaların şahsiliği” ilkesinin bir gereğidir. Yapı sahibinin her zaman taşınmaz maliki ile aynı kişi olması zorunlu olmadığından, ruhsatsız yapıyı yapan kişinin taşınmaz malikinden farklı bir kişi olduğunun anlaşılması durumunda, taşınmaz maliki adına değil, yapıyı yapan adına para cezası verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, “cezaların şahsiliği” ilkesi çerçevesinde belirlenen ve yukarıda saydığımız esaslara aykırı olarak verilen para cezaları hukuka aykırı olacaktır.

Av. Arb. Doğukan AKASLAN, LL.M

 

Referanslarımız ve talepleriniz için [email protected] mail adresine başvurabilirsiniz.

 

BU YAZIYI PAYLAŞIN